Siyam İkizlerinin Laneti

Tayland’a geldiyseniz Yüzen Çarşılardan birini görmek, yapmanız gerekenler listesinde başlarda olmalı. Kanalların yoğun olduğu bölgelerde halkın ürünlerini kayıklarla sattığı, alışveriş yapanların da kendi kayıklarıyla satıcıların kayıklarına yanaşarak çok ilginç görüntüler oluşturduğu pazarlara verilen gen addır Yüzen Çarşı. Yaklaşık 21 milyon turist alan Bangkok şehrine 90 kilometre uzaklıktaki Amphawa yüzen çarşısı, bölgede en çok ziyaret edilenler arasında gelir.

Çarşının bulunduğu Samut Songkram bölgesine gelen turistler aslında çok iyi bildikleri bir tanımın buradan çıktığını bilmeden gezerler çarşıyı.

11 Mayıs 1811 yılında bu bölgede Çinli bir baba ve yarı Çinli bir anneden doğan iki çocuk, bugün hepimizin bildiği Siyam İkizleri kavramını dünyaya yayacaklardır.

Aslında benzer hikâyelerden çok daha şanslıdırlar. Vücutlarında sadece göğüs kısmında bir yapışıklık vardır ve organları ayrı ayrıdır. Her şeyden önemlisi toplum tarafından lanetli kabul edilmelerine rağmen öldürülmezler.

Günümüz koşullarında belki basit bir operasyonla ayrılabilecekken Eng ve Chang adını alan bu iki çocuk zamanın ve ülkenin koşullarında yapışık bir hayat geçirmeye mecbur kalırlar. Beraber koşmak, zıplamak, oynamak göğüslerindeki birleşik dokunun 15 santimlik mesafeye kadar esnemesine sebep olur bu da onları daha ilgi çekici bir hale sokar.

1825 yılında İngiliz tüccar Robert Hunter onları annelerinden satın aldığında küçük yaşta babalarını kaybetmiş bu iki çocuğun fakirlikten kurtulma ümitleri uğruna çıkacakları uzun yolculukta başlamış olur.

Önce İngiltere’de tiyatro ve sirklerde nasıl beraber yürüdükleri, koştukları ve yaşadıklarını sergilerken, Amerika’ya geçmeleriyle artık işin içine akrobatik hareketlerde girmiştir.

İkizlerin durumu çocukluk sonrası ilginç bir hal almıştır. Biri oldukça bilgili, sakin ve okumayı severken diğeri sinirli, hayatla kavgalı ve insanlara karşı ilgisiz bir karakter sergilemektedir. İkizlerin birbirleriyle hiç anlaşamamaları ve birbirleriyle konuşmamaları da ayrıca ilgi uyandırmaktadır. Siyam İkizlerinin ünü günden güne yayılmakta, haklarında yüzlerce makale yazılmakta ve araştırma yapılmaktadır.

İkizler Robert Hunter’dan ayrılıp bir dönem kendi hesaplarına çalışırlar. 30′ lu yaşlara geldiklerinde doktorlarının tavsiyesine uyarak bu yoğun tempodan kurtulmak için Amerika’da bir çiftlik satın alırlar ve sakin bir hayat sürmeye başlarlar. Bu dönemde Amerikan vatandaşlığına geçerler ve iki kız kardeşle hayatlarını birleştirirler. Evlilikleri de tüm hayatları gibi çok ilginç olacaktır. Aynı evde sürekli beraber yaşayıp aynı yatağı paylaşan dörtlünün toplam 21 çocuğu olur. Yaşanan sevinçler kadar kavgalarda ortaktır ve yaşları ilerledikçe dörtlü ilişki sorun yaratmaya başlamıştır. Gene bu kavgalardan birinde bu kadar çok çocuk sonrası yaşanan geçim sıkıntısı sebebiyle kızlardan biri evi terk edince ikizler tekrar turneye çıkma kararı alırlar. Ama yaşları artık oldukça ileridir ve özellikle Chang’ın alkol alışkanlığı sorun yaratmaktadır. Turne esnasında bir şehirden diğerine giderken alkole iyice kendini teslim etmiş Chang felç olur vücudunun büyük bir kısmını artık kullanamamaktadır. Gün geçtikçe zayıflayan Chang’in aksine Eng çok sağlıklıdır ama 1874 Ocak ayında bir sabah ikisi yataklarında ölü bulunur.

Chang kendini bir süredir ölüme hazırlamaktadır ama uzmanların bir türlü açıklayamadığı sağlıklı Eng’in de ölmüş olmasıdır.

Eng’in ölümü kimi uzman tarafından aradaki bağın ölümü diğerine geçirmesi olarak kabul etmiş kimisi de ölmüş kardeşini görmenin şokuyla açıklamaya çalışmış olsa da ikizler arkalarında birçok efsane, soru işareti ve özellikle Siyam ikizleri terimini miras bırakarak bu dünyadan ayrılırlar.