Çin Turu
Shangai özellikle çok turistik bir şehir değil, ama İstanbul’dan o kadar uzun yolculuğu göze alıp gidiyorsanız 2 gününüzü bu 15 milyonluk şehire ayırmanızı tavsiye ederiz.
Türk Hava Yollarının Çin’de Pekin ve Shangai’a haftanın her günü gerçekleştirdiği karşılıklı seferleri ile ister Pekin gidip Shangai dönebilir, isterseniz de bunun tam tersini yapabilirsiniz.
Çin’de fazladan vaktiniz varsa da Yangtze nehrini ve Xian antik şehri ile Terra Cota askerleri programınıza katarak yavaş yavaş ve geze geze diğer şehire geçebilir, ya da iki şehir arasındaki her gün gerçekleşen 40’tan fazla karşılıklı uçuşla yerel bir hava yolu ile 2 saat 15 dakikada uçabilirsiniz.
Doğrusunu söylemek gerekirse son yirmi yılda, Türkiye’de satılan düşük kalite mallarla yaratılmış Çin imajı, bu seyahatimize başlarken Türkiye’den çok daha geri kalmış bir ülkeye, ilkel bir macera yaşamaya gidiyoruz gibi bir hisle İstanbul’dan ayrılmamızı sağlıyor.
Eğer seyahatiniz Shangai’dan başlıyor ve böyle bir ön yargıya sahipseniz, alana indip uçaktan çıktıktan sonra yaşayacağınız şoku atlatmak için bir kaç güne ihtiyacınız olacak önceden söyleyelim.
13. Yüzyılda ağırlıklı tekstil ihraç etmek için kurulmuş bu şehir bugün 1500’e yakın gökdeleni, 468 metrelik Oriental İnci Televizyon kulesi yaygın metro ağı, trafiği, kat kat yolları, modern köprüleri ve kalabalığı ile Shangai oldukça etkileyici bir şehir.
Şehri ikiye bölen ve şehrin penceresi olarak anılan Huangpu nehrinde yapabileceğiniz gemi turları gündüz ayrı gece ayrı güzel. The Bund adını taşıyan Zhongshan Dong Yi Lu caddesi nehrin batı kısmında nehire paralel olarak yüz elli yıldan uzun bir süredir en önemli cadde olma özelliğini koruyor,1500 metre buyunca gökdelenlere adeta kafa tutarcasına onlarca Gothik, Barok ve Romanesk bina görmek çok şaşırtıcı.
Oriental Pearl Tower televizyon kulesi şehri kuş bakışı görüp fikir edinmenizi sağlayacak önemli ziyaret noktalardan biri, kulede 265 metre yükseklikteki camdan yapılmış katta ise boşluktaymış gibi yürümek de oldukça heyecan verici bir deneyim.
The Bund’un hemen arkasındaki ünlü Nan Jing Caddesi, şehrin en gözde alışveriş mekanlarının bulunduğu yayalaştırılmış günlük yaklaşık 1 milyon kişinin gelip geçtiği modern bir cadde.
Çin devrim şehitlerine ithaf edilmiş 1990 yılında yaptırılmış 24 metrelik Halkın Kahramanları anıtının hemen yakınında bulunan ve ücretsiz gezilebilen Shangai müzesi, Çin tarihi hakkında detaylı fikir sahibi olmanızı sağlayacak.
Yuyuan bahçeleri şehrin eski kısmı tabir ettiğimiz gökdelenler arasına sıkışmış kesiminde bir çok eski yapı ve tapınakların olduğu bölümde.1577 yılında Ming hanedanı bakanlarından Han Yunduan’ın babası için yaptırdığı, bugün belediye tarafından işletilen, oldukça bakımlı, klasik Çin bahçe düzeninde bir cennet adeta. Zaten adı da “Mutluluk Bahçesi “anlamına geliyor.
Bahçenin içindeki peyzajı güzelleştiren binlerce kaya ve taşın sanatsal bir ahenk ve titiz bir çalışmanın yanında müthiş bir sabırla yerleştirildiğini hemen fark edeceksiniz.
Kendimi burada, bir an Marrakeş’te ki Yves Saint Laurent’in 1980 ‘de satın alıp güzelleştirdikten sonra halka açtığı ve 2008’de ölümü sonrası küllerinin de serpildiği Fransız sanatçı Majorelle’in adını taşıyan bahçelerinde hissettiğim kadar huzurlu hissediyorum.
Yalnız yine de tavsiyem, sabah erken saatte turist grupları akın etmeye başlamadan buraya gelmeniz.
Yeşim Buda tapınağı, içinde yeşim taşından yapılmış 2 metrelik ve yaklaşık 1,5 tonluk Buda heykeline 100 yıldır ev sahipliği yapmaktadır, ibadete açık olan bu tapınak Shangai’ın görülmezse olmazlarındandır.
Vaktiniz kalırsa yerel dilde Fransız imtiyaz bölgesi olarak adlandırılan, 1921 de Çin Komünist partisinin ilk kongresinin yapıldığı mahalleyi de görmenizi tavsiye ederiz.