Kaçar 1

Kaçar Hanedanı ve Avrupa’ya açılan İran

Zend Kerim Han’ın 1779 yılında attan düşerek ölmesiyle 18. Yüzyılı birçok kargaşa ile atlatmaya çalışan İran bir kez daha sarsılır . Zend Hanedanının esir tuttuğu Kaçar Hanı Ağa Muhammed 1779 yılında Zend Kerim Han’ın bu ani ölümüyle doğan karışıklıktan istifade ederek Şiraz’da tutuklu bulunduğu saraydan kaçar.

Ağa Muhammed çok kısa bir sürede Kaçar’ları organize ederek 1781 yılında Kaçar konfederasyonunu kurar. Ülkenin kontrolünü elinde tutan Zend Hanedanı Ağa Muhammed’in tarih sahnesine çıkmasıyla kısa bir süre içinde ülkenin kontrolünü 15. Yüzyılda Yozgat’tan Azerbaycan’a göç etmiş bu Türkmen boyuna kaptıracaktır.

Ağa Muhammed 1794 yılında Zend Hanedanlığını 1796 yılında da herhangi bir gücü olmasa bile ismen devam etmekte olan Avşar hanedanlığını tamamen ortadan kaldırır. 1796 yılında İran’daki tüm aşiretleri birleştirerek kendini Şah olarak ilan eder ve başkenti Tahran’a taşır.

Ağa Muhammed esirken kısırlaştırılmıştır ve çocuğu olmadığı için varisi de yoktur. Ülke işleriyle uğraşırken 1797 yılında bir suikast sonucu hayatını kaybedince beklenen veliaht sorunu gündeme gelir ve uzun tartışmalardan sonra tahta yeğeni Feth Ali Şah çıkar.

1834 yılına kadar toplam 37 sene iktidarda kalan Feth Ali Şah dönemi İran için önemli başarısızlıklarla doludur. Şah ülkenin en uzun sakalına sahip olduğunu iddia edip sefahat içinde 100’den fazla kadın ve onlarca çocuğuyla yaşadığı hareminden pek çıkmadığı için ardı ardına gelen askeri başarısızlıklar sonucu İran, Ruslara kaptırdığı Kafkasya bölgesiyle büyük devlet olma ayrıcalığını kaybetmeye başlamıştır.

Feth Ali Şah döneminde ülkenin ve özellikle ordunun yeniden yapılanması konusu ön plana çıkmıştır. İngiliz eğitimi almış ordu komutanı oğlu Abbas Mirza ile ordu yeniden yapılanmaya gitmiş ve orduyla başlayan yenilenme hayatın birçok alanına yansımıştır. Bu dönemde Avrupa’yla daha yakın ilişkiler kurulmaya başlanacak ve ülkede birçok yenilik benimsenecektir.

Feth Ali Şah ölmeden 1 sene önce çok sevdiği oğlu Abbas Mirza ölünce tahtına varis olarak torunu Muhammed Mirza’yı belirler.

Muhammed Mirza’nın yönetiminde geçen 1834-1848 yılları arasındaki 14 sene ülke oldukça sakindir. Rusların ülke yönetiminde baskın olmaya başladıkları dönem İngilizlerle olan ilişkiler de dengede tutulmaya çalışılmıştır.

Muhammed Mirza Şah döneminin en ilginç gelişmelerinden biri 1839 yılında Fransa’da icat edilen fotoğrafın hemen bir kaç yıl sonra Şah’ın sarayında kullanılmaya başlamasıdır.

Muhammed Mirza 1848 yılında, 40 yaşında gut hastalığından ölünce yerine 17 yaşındaki oğlu Nasıreddin şah tahta geçecek ve ülkeyi 48 yıl boyunca yönetecektir.

Nasıreddin Şah tahta çıktıktan sonra başbakanı Mirza Taki Han sayesinde hem tüm isyanları bastırabilmiş hem de batılılaşma yolunda reformlar yapmaya başlamıştır. Nasreddin Şah tüm bu reformların mimarı Mirza Taki Han’ı 1851 yılında çıkarları bozulan kesimin kışkırtmasıyla öldürtse de gelişme ve batıya açılma devam edecektir.

Nasıreddin Şah batıya seyahat etmiş ilk İran Şah’ı unvanını alır. Batıya yaptığı seyahatlerde batılı ülkelerin yaşam tarzı ve alışkanlıklarını benimseyip ülkesine adapte etmeye çalışır. Onun sayesinde İranda 1859 yılında telgraf kullanılmaya başlar ve 1870’ler de modern bir posta teşkilatı kurulur. Gene 1870’lerde gaz ve elektrik aydınlatması Tahran’da kullanılmaya başlar. Döneminde ilk günlük gazete çıkar. Batılı eğitimi veren bir okul gene onun saltanatı süresinde açılır.

Tüm ülkede yollar ve su kanalları yaptırır, fabrikalar kurdurur. İran’da din adamlarını geri plana atmayı başarmış sayılı şahlardandır.

Bu gelişmelerin yanında Nasıreddin Şah, aldığı dış borçlar ve bu borçlara karşılık yabancılara verdiği ciddi tavizlerle çok büyük tepki almıştır. Savurganlığı ile Kaçar Hanedanının ülkeyi soktuğu ekonomik krizin sorumlusu olarak kabul edilmektedir. Çektiği tepkilerin sonunda 1896 yılında saltanatının 48’inci yılında öldürülür.

Babasının yerine tahta çıkan Muzaffereddin Şah aslında oldukça şanslıdır. Onun döneminde İran’da ki petrol yatakları keşfedilir. Bu yataklar sayesinde Rusya’dan yüklü miktarda aldığı borçları Avrupa seyahatlerinde harcayınca ülkedeki ekonomik krizin derinleşmesine ve Kaçar hanedanına karşı tepkinin büyümesine yol açar.  İçerdeki muhalefeti sakinleştirmek için Anayasal monarşiye geçecek bir meclis kurulmasını sağlayacaktır. 1907 yılında ölümü sonrası yerine geçen oğlu Muhammed Ali elinde petrol gibi büyük bir güç bulunan ülkesinin yönetiminde yapacağı başarısız hamlelerle Kaçar hanedanının yıkılmasına giden süreci başlatacaktır.

İran ile ilgili diğer yazılar için tıklayınız